BİZİM KÖY DAHA BÜYÜK
Bizim köyde bir Petro Hüseyin vardı, çobanlık
yapardı, çocukluğundan beri sığırtmaçlık yapardı.
Petro Hüseyin, vakti geldiğinde, askere gitti,
Ankara'ya.
İzinli olarak geldiğinde köy kahvesinde,
Ankara'yı anlatmasını istediler Petro Hüseyin'den. Nesini anlatayım dedi büyük
bir şehir işte, Kahveci Adem’in yeni açılmış demlikten doldurduğu toz şeker
konmuş çay bardağını iki eliyle alırken.
Ne kadar büyük? dediler.
Çok büyük çok, dedi. Bir yandan çay kaşığıyla
bardağı şıkır şıkır şıkır karıştırdı.
Yani, İzmit'ten büyük mü? dediler.
Tabii İzmit'ten büyük Ankara canım dedi hem de
çok büyük. Hüürlp.
Peki Adapazarı'ndan büyük mü?
Hiç tereddütsüz yanıtladı Petro bu soruyu
biraz da gülerek çok büyük yahu Ankara çok büyük, kocaman dedi.
Peki Hüseyin, Kandıra'dan büyük mü Ankara?
Aklından bir karşılaştırma yaptı Petro ve iyice tartıp biçtikten sonra Ankara'nın
Kandıra'dan da büyük olduğuna karar verdi. Evet.
En son olarak peki dediler bizim köyden, Hatiplerden
de büyük mü bu Ankara?
Hiç tereddüt etmedi, "Cık" dedi,
başını yukarıya kaldırdı Petro Hüseyin. Bizim köy daha büyük.
Herkes güldü yüksek sesle, ama o kendisine
neden güldüklerine anlam veremedi bir türlü. Başını önüne eğdi, çayından bir
yudum daha aldı sessizce.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder